Gezi Stajı 07.07.2014-13.07.2014/03.08.2014-06.08.2014
Gezi stajımın bir haftasını Şile'de, geriye kalan üç günlük kısmını ise Rize ve Trabzon'da gerçekleştirdim. Gezdiğim yerlere artık farklı bakış açısıyla baktığımı ve yorumlara sahip olduğumu fark ettim. Gözlemlerimi, öğrendiğim bilgileri blogumda yer verdim.ŞİLE
Şile
beklemediğim kadar bir tarihi geçmişi, doğal güzellikleri ve mimarisi olan bir
ilçeymiş. Öğrendiğim ilginç rivayetlerde buradaki gezimi eğlenceli
kıldı. Bunlara yazımda yer verdim. Aslında ilçe olmasına rağmen bir çok
şehrimizden daha büyük bir yüz ölçümüne sahip olan Şile İstanbullular’ın kolayca
ulaşabileceği bir yerdedir. Şile merkezinde tanıştığım esnaflardan ve burada
yaşamış köylerini ziyaret ettiğim eski Şileliler’den rivayetler hakkında
bilgiler aldım.
Buraya geldiğimde ilk önce ormanlık yolların içerisinden sahile
indim. Gezime Şile Feneri’ne giderek başladım;
Şile sahili |
07.07.2014
Şile Feneri;
Dünya’nın aktif olarak görev
yapan en büyük ikinci feneri ve ülkemizin de en büyük feneri olan 150 yaşındaki
Şile feneri, 19 metre yüksekliğinde ve
ışığını 35 mil uzaklığa kadar gönderebiliyor. Taş kısmı Türk Mimarlar
tasarlarken, metal aksamı ve mercek-kristal sistemi Paris’den bir fabrikadan
gelmiş.
Yakınından baktığımda düzgün
sekizyüzlü bir prizma olduğunu keşfettim. 110 cm kalınlığında taşlardan
yapılmış olan fenerin üzeri siyah beyaz kalın hatlar olarak boyandığını
gözlemledim. Nedeni gündüz iyi görülebilmesi içinmiş ve ilk yapıldığında da bu
renklere sahipmiş.
Fenerin kapısı
Fenerin bekçisiyle konuşup
nasıl çalıştığı hakkında birkaç soru sordum. Elektriğin olmadığı tarihlerde
ışık kaynağı olarak üç fitilli gaz lambası kullanılarak işlevini görüyormuş. Şimdi
ise bekçi bir dönüşünü fenerin dişli sistemli saatini iki saatte bir
kuruyormuş. Ayrıca bu fenerin, 120 saniyede bir dönüşünü tamamladığını ve
dakikada 4 defa çaktığını öğrendim.
Paris'den gelen fener Şile fenerinin bahçesinde sergilenen 100 yıllık fener |
İlginç bir rivayet öğrendim. Türkiye’nin en büyük deniz fenerinin neden daha hareketli
ve tehlikeli bir limana yerine Şileye konulduğunu soranlara rivayete göre şu
cevap verilirmiş; Şile kayalıklarına dikilmesi tamamen bir yanlış anlamadır.
Fener aslında Şili için ısmarlanmış ancak bir yanlış anlama sonucu
Şili yerine Şile’ye dikilmiş. Okyanusun sonsuzluğu yerine, Karadeniz’in hırçın
dalgaları tarafından dövülüyor denirmiş.
Şile Kalesi(Ocaklıada kalesi)
Şile Kalesinin konumu şaşırtıcıydı. Büyük bir kayanın üzerinde yapılmış olan bu yapı yığma taş sistemiyle beyaz kireç taşları kullanılarak oluşturulmuş.12 metre yüksekliğindedir. Bu kale 2.000 yıl önce Cenevizliler tarafından inşa edilmiş ve Şile’yi egemenliği altına alan her uygarlık tarafından denizden gelebilecek saldırılara gözetleme amacıyla yapılmıştır.
Şile Fenerinden görüntüsü |
4 katlı bir yapısı vardır. En alt katında kiler diğer katlarında ise sadece 20 askerin sığabileceği kadar alanı vardır. Restorasyon yapıldığı için ulaşamadım ancak bir kaç açıdan gözlemleyebildim. Teleferik aracılığıyla ulaşım gerçekleştiriliyor.
Sahilden kalenin görüntüsü |
![]() |
Kale pencere açıklığı |
Sahilde kayaya gömülü tasarlanan cafe'yi çok beğendim |
Ağlayan Kayalar
Ağlayan kayalar taşlar arasından çıkan bir su kaynağıdır.
Akan suyun gözyaşı damlalarına benzetildiği için bu ad verilmiş. Ağlayan kayalarda sakinlik, dalgaların kayalarda çıkardığı ses huzur vericiydi.
Bu kayalarda
yaşanan bir rivayet varmış. Rivayate göre; 1730’lu yıllarda yörenin en
varlıklı ağası Dimitri’nin kızı Efteya ile koyun çobanı öksüz Mehmet’in umutsuz
aşkları, onları bu kayalıklara kadar getirir. Aşıklar kavuşmalarının
olanaksızlığını bildikleri için el ele tutuşarak kendilerini kayalıklardan aşağı
atarlar. Halk arasında kayanın o zamandan bu yana kaderinden ağladığı rivayet
edilir.
Kumbaba Kumulu
Bu bölge Bizanslılar tarafından ‘Güneş Hamamı’ olarak
kullanılırmış. Bir çok hastalıklara özellikle de romatizmal hastalıkların
tedavisinde etkili olduğu düşünüldüğü için Bizans saray üyelerinin yazın buraya
gelip güneş banyosu aldıkları söylenir. Burası bana çöldeymişim hissi verdi. Kumdaki ayak izinleri bir pattern oluşturmuş gibiydi.
![]() |
Kumbaba kumulu |
Mağaralar
Şile’de bir çok
topluluğa barınak olan sayısız mağara vardır. Bunların bir kısmı efsanelere sahip
olduğu söylenir. Ayrıca Şile kıyılarında akıntılar ve gelgit olayları nedeniyle
de bir çok deniz mağarası vardır. Bu mağaralardan Sofular ve Meşrutiyet kara mağaralarını gezdim ve
ocaklıada ve akşam güneşi deniz mağaralarını ise kıyıdan gözlemledim.
Sofular mağarası
Sofular mağarası
yaklaşık 100 metre uzunluğunda ve 17
metre yüksekliğinde kuru bir mağaradır. Xenophon mağarası adıyla da bilinen bu mağara Romalılar’dan kaçan Hristiyanlar tarafından saklanma yeri ve kilise olarak kullanılmış.
![]() |
Sofular mağarası girişi |
Bu mağaraya çok dar olan ağzından giriş yaptım. Ardından içerisinde bir geniş alana çıktım. Bu alan beni dar girişin ardından heyecanlandırdı. Resimde görüldüğü üzere sarkıtlar ve dikitler vardı. Daha fazla ilerleyemedim çünkü buradan sonrası sürünerek geçilmesi gerekiyordu.
Sofular mağarası içi |
Meşrutiyet mağarası
Diğer adıyla
Mağaraltı mağarası 40 metre uzunluğunda en derin yeri 3 metre olan yatay ve
kuru bir oluşumdur. Bu mağaranın Sofular mağarası’na göre daha ergonomik bir
girişinin olması beni mağaraya girmeye karşı cesaretlendirdi. Ancak içeride
genişleyen ya da daralan bir boşluk yoktu. Bu yüzden Sofular mağarasındaki
değişen boşlukların bende uyandırdığı heyecanı burada yaşayamadım.
Ocaklıada Mağarası
Şile kalesinin altında yer alan 15 metre uzunluğundaki bu deniz
mağarasına yüzerek ya da sandalla ulaşılıyor. Bu mağaraya hava şartları
dolayısıyla giremedim ancak kıyı boyunca mümkün olduğunca içeriyi görebilecek
şekilde yürüdüm ve fotoğrafladım.
Mağaranın geniş ve
yüksek açıklığı ilk dikkatimi çeken şey oldu. Denizin gelgit ile bu kadar derin
ve yüksek yarığı oluşturması etkileyiciydi.
Rivayete göre; mağara
ile Şile kalesi’nin arasında bir gizli yol varmış. Ancak bu konuda yapılan araştırmalar
sonuçsuz kalmış.
Akşam Güneşi Mağarası(Zeki Müren
Mağarası)
Adını duyduğumda şaşırdığım bu mağara batıya bakan ağzı batan güneşin ışınlarını aldığından Akşam Güneşi ismini almıştır. Ayrıca Zeki Müren’in burada yüzmeyi sevdiği için halk onun ismini de bu mağara için kullanır. 80 metre uzunluğu ile Şile’nin en uzun
mağarasıdır. Mağaraya sandalla ulaşım sağlanır.
Zeki Müren mağarası |
Kabakoz Köyü
Kabakoz köyü çeşmesi
Kabakoz köyü’ne gittiğimde çekim vardı. Bir yerde toplanmış çekimi izleyen ellili yaşlarda bir amcaya Kabakoz köyü Çeşmesi’ni sordum ve bana öyle bir yer olmadığını söyledi. Biz küçükken bilye oynadığımız yer vardı orası mı acaba dedi ve bizi oraya yönlendirdi. 600 yıllık Bizanslılar tarafından yapılmış olan bu çeşmenin kabakozlular tarafından bilinmemesi ben şaşırttı. Gittiğimiz yer gerçekten de diğer adıyla Papaz çeşmesi olan Kabakoz Köyü Çeşmesi’ydi.
Kabakoz köyü evleri
İki Eski Şileli Rum’un hikayesinin anlatıldığı bir kitapta okuduğum
kadarıyla Türkler’in ve Rumlar’ın evleri birkaç açıdan farklıymış. Türk evleri
karaya bakan tarafta büyük avlulu ve tarım için geniş bahçeliyken Rum evleri
denize bakan yönde avlu ve avlu yerinde daha çok kattan oluşan evleri varmış.
Rum evlerinin hepsi yakıldığından yalnızca Türk
evlerini görebildim.
Kerpiç kullanılmış |
Ahşap ev |
Köyün meydanında Kabakoz çeşmesinden de yaşlı olan 640
yaşında tarihi çınar da yaşıyla ve asırlarca ayakta kalmasıyla beni etkiledi.

Yeniköy
Yenikoy Ortadoks Vaftiz Kilisesi
Rumlar’ın Kurtuluş Savaşı öncesi yaşadığı 4-5.000 nüfuslu
kalabalık bir yerleşim birimiymiş. Yeniköy’de haraba şeklinde olan vaftiz yerini
ziyaret ettim. Tam karşımızda kubbeli olan yer vaftiz yapılan yer kapısını
açtığım yer ise kuyudur.
Harabe şekline dönen bu vaftiz yerinin daha iyi şekilde korunmasını isterdim.
Panoromik çekim |
Vaftizin gerçekleştirildiği köşe |
İmrenli Köyü
Bu köyde evlerde alt kat kerpiç üst kat ahşap malzeme kullanılarak yapılmış.
Şehir Merkezindeki Otantik Şile evleri
100-150 yıllık olan otantik Şile evleri ahşap ve taş
kullanılarak yapılmıştır. Şile’nin karakterstik yapı malzemesi ahşaptır. Ahşap
olarak da kestane kullanılır. Bu malzeme suya dayanıklı ve işlenebilirliği
sayesinde Şile evlerinde tercih edilmiştir. Evler tek ya da iki katlıdır.(3
katlı olanların geneli Rum evleridir.) Yığma yapı şeklinde taşlar inşa edilir.
Türk evlerinde eve girişte haremlik selamlık olarak sağ ve solda iki oda
bulunur.
Çatısındaki eski kiremitler ve taşlar ilgimi çekti |
Şehir merkezindeki eski Cumbalı evleri sade ve küçüktü. Köyde ise daha
büyük içinde ağırda olan evlere rastladım.
Rize
Memleketim olan Rize’ye hem ziyaret amaçlı hem de gezi stajımı yapmak amacıyla gittim. Rize doğal güzellikleri, ahşap evlerinin yanısıra Türkiye’yi ayağa kaldıran pratik bir o kadar da komik yapılara sahip bir şehirdir. Rize’de şehir merkezine bağlı köylerine, Fırtına nehrine, yaylara ve tarihi kalelerine, tarihi köprülerine gittim.Rize Dağmaran'dançektiğim yemyeşil manzara resmi |
03.08.2014
Rize kalesi
Rize Kalesi'ne şehir merkezinden çıktık. Bu kale iç kale ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. 150 m yükseklikte doğal bir yükselti üzerinde
kurulmuştur.Yamuk şeklindedir. Giriş kapısı doğudadır.
Dış kapıdan küçük avluya girilmekte ve buradan ikinci bir kapı ile kalenin asıl
alanına girilmektedir.
Rize Kalesi surları |
İç kaleyi çevreleyen duvarlar kısmen düzgün kesme taş ve moloz taşlardan inşa edilmiştir. Duvarların kalınlığı 1,5 metredir. İç kale, yarım daire planlı beş kuleye sahiptir.
Kaleye giriş |
İç kale, yarım daire planlı beş kuleye sahiptir. Kaleye girişin üzerindeki beş kuleden biri resimdekidir.Rize’ye hakim ve muhteşem
bir manzarası vardı.
Kulelerden bri |
Çay Alım Yeri
Rize'de her köyde ve ilçede bulunan bu delikli yapılar çay alım yerleridir. Bu yapıların delikli olmasının sebebi çayların kurumaması içindir.
04.08.2014
Şenyuva Kemerli Köprü(Cinciva Köprüsü)
Fırtına deresi üzerinde 150 senelik tarihi yansıttıkları bölgede meydana gelen
fırtınalara meydan okurcasına ayakta kalmayı başarmıştır.
Yontma taş
tekniğiyle yapılan bu köprülerin mimari yönden taş tekniğinde ayrı bir yeri
vardır.Bölgenin
yaygın taş köprülerinden biridir. Tek bir kemerle Fırtına Deresi geçilmiştir.
Dere seviyesinden 15-20 metre yükseklikte bulunan köprünün
toplam uzunluğu 40 metre.
Rafting
Fırtına Nehrine gelip rafting yapmamazlık olmazdı. İlk defa rafting yaptım ve çok eğlenceliydi. Nehrin en hızlı olduğu dönem mayıs ayının sonuymuş çünkü karlar eriyip nehre katıldığı dönemmiş.Ayder Yaylası
Ayder yaylası yeşilin her tonunun olduğu Rize'nin ilçesidir. Ayder yaylasında kendimi ilk defa nefes alıyormuşum gibi hissettim. Çünkü buradaki kadar oksijen ve hava temizliği hiç bir yerde olmadığını düşünüyorum.Yaylaya gittiğimizde hava ilk resimdeki gibiydi ancak yarım saat sonra ikinci resimdeki gibi sis çöktü.
Ayder yaylasında dağlardan gelen bereketli su |
Ayder yaylasındaki evler malzeme olarak şekildeki gibi değişkenlik gösterir.
Resimdeki evde birçok malzeme örme tekniği ile kullanılmış. Temel taş örme ile ahşap ile de birinci kat duvar yapılmış.
Evlerdeki saçakların uzun olduğunu gözlemliyoruz. Rize dört mevsim yağış aldığı için duvarların korumak için bu yönteme başvurulmuş.
Fırtına nehri üzerinden geçen sevimli bir köprü |
Rize'de coğrafi yapısı nedeniyle evler dağınık yerleşmiştir. Şehir merkezine bağlı köylerdeki evler genel olarak doğal taş ile yapılmış ardından üst kata çıkmak için tuğla kullanılmış.
06.08.2014
Trabzon
Trabzon'da gezi stajımın son gününü gerçekleştirmek istedim ve İstanbul'a dönerken Trabzon'a gittik. Resimlerden görüp merak ettiğim iki yapı olan
Sümela Manastırı ve Cephanelik’e gittim. Buraların tarihi dokuları, yüksek
yapıları ve peyzaj ile bütünlükleri beni en çok etkileyen yanları oldu.
Sümela Manastrı
Erkenden Sümela Manastrı'na gittim. Manastra çıkarken dağın içine gömülü olarak yapılmış ve yüksekliği ve ürkütücü geldi. Araba ile belli bir yere kadar geldik ve patikadan yürüdük. Ardından resimde görülen merdivenden manastra giriş yaptım. Oraya vardığımda ürkütücü düşünceler bir anda yok oldu iç avlusundaki freskleri ve katman katman yapısını çok beğendim.
![]() |
Sümela Manastrı'na çıkarken alttan görünüş |
![]() |
Sümela Manastrı'nın içine giriş |
![]() |
Sümela Manastrı iç avlusuna bakış |
![]() |
Manastrın iç avlusu |
Freskler
Sümela Manastırın'da fresklerin çok fazla olduğunu farkettim ve bazılarının ne olduklarını sorguladım ve manastırın ana ünitesinin iç ve dış duvarlarının tamamen freskler ile süslenmiş olduğunu tespit ettim.
Manastır'ın güney duvarında üst kısmında Hz. Meryem'in doğuşu, mabede sunuluşu, Hz. İsa'nın doğuşu ve hayatı ile ilgili resimler olduğunu öğrendim.
![]() |
Manastrın içerisinde gördüğm bir diğer fresk |
![]() |
Dış cephedeki Freskler |
Cephanelik
Silindirik bir yapıda olduğunu gözlemledim. Kemerler ile açıklıklar geniş tutulmuş.
Cephanelik dış görünüş |
![]() |
Cephanelik iç görünüş |
Cephaneliğin içindeki dönerek yükselen merdiven estetik bir görünüme sahip ve ağırlığı duvarlar tarafından taşınıyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder